BOMBALARIN ALTINDA SUSTURULAN VİCDAN

BOMBALARIN ALTINDA SUSTURULAN VİCDAN
REKLAM ALANI
Yayınlama: 06.10.2025
0
A+
A-

Gazze’de yaşananlar sadece bir savaş değil; insanlığın sessizliğe teslim oluşudur.
Bir çocuğun çığlığı gökyüzüne karışırken, dünya ekran başında olup biteni izlemekle yetiniyor. Artık ölüm bile sıradanlaştı; öyle ki, her gün onlarca sivilin hayatını kaybettiği bir coğrafya, haber bültenlerinde birkaç saniyelik görüntüye sığdırılıyor. İnsanlık yavaş yavaş, kendi vicdanına karşı duyarsızlaşmanın pençesine düşüyor.

İnsan hakları evrensel denir ama nedense o “evrensellik”, bombaların düştüğü yerlere uğramaz. Uluslararası hukuk, savaşların bile bir ahlakı olduğunu söyler; fakat o ahlak, Gazze’de yıkılmış evlerin duvarlarına asla uğramıyor. Birleşmiş Milletler bildirgeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmeleri, uluslararası normlar… Hepsi kâğıt üstünde var, ama Gazze’de bir çocuğun bedenine değmiyor o haklar. Kağıtlar konuşuyor, insanlar susuyor; hukuk var, adalet yok.

İnsan hakları dediğimiz şey aslında vicdanın kurumsallaşmış halidir. Fakat vicdanı olmayan bir sistemin “insan hakları” üretmesi mümkün müdür? Dünyanın büyük güçleri kendi çıkar dengelerini korurken, bir halkın yok oluşunu seyirlik hale getirmiş durumda. Haber bültenlerinde, istatistiklerin soğuk diline sıkıştırılmış ölümler; oysa her sayı, bir hayatın, bir annenin çığlığının, bir çocuğun son bakışının simgesi.

Bugün milyonlarca insan bir bombanın gölgesinde hayatta kalmaya çalışırken, “medeniyet” kavramı ekranlarda reklam arası kadar bile yer bulamıyor. En trajik olan ise bu görüntülere artık alışmamız. Her yeni saldırı, birkaç saniyelik bir haber spotuna dönüşüyor, ardından gündem değişiyor. Oysa bir insanın acısına alışmak, insan olmanın sonudur. Çünkü vicdan, sürekli uyanık kalması gereken bir duygudur; bir kez sustu mu, artık hiçbir çığlık onu uyandıramaz.

Gazze’de ölen sadece insanlar değil, insan haklarının kendisidir.

Her bombada biraz daha eksiliyoruz, her sessizlikte biraz daha insanlığımızı yitiriyoruz.
Bir gün tarih bu dönemi yazdığında, sadece kimlerin savaştığını değil, kimlerin sustuğunu da kaydedecek.

Ve o zaman belki şu sorunun cevabı hepimizi utandıracak: “Bombalar mı daha öldürücüydü, yoksa sessiz kalan vicdanlar mı?”

REKLAM ALANI