Ey dost! Şehitlik her insana nasip olmaz.

Ey dost! Bilesin ki dinlenmek seyyahları yorar.

Ey dost! Bil ki, her ne ararsan, kendinde bulacaksın.

Ey dost! Menfaatperestler ve korkaklar şehit olamazlar.

Ey dost! Adamların 'adam' sevmesi geçeli bir hayli zaman oldu...

Ey dost! Hiç şüphen olmasın! Toprak ve deniz verdiğini muhakkak geri alır.

Ey dost! Boş yere uğraşma...  'Bizim' gâvurlara hiçbir iş veya eylemi beğendiremezsin.

Ey dost! Turnalar, 'al' da olsa, 'telli' de olsa, 'mavi tüylü' de olsalar fıtratlarını yaşarlar.

Ey dost! Ülkemiz insanı zekidir. Aptal olan fertleri bile, yeri geldiğinde cin gibi zeki oluyor.

Ey dost! Bu panik ve kaygı niye ki? Bir türlü anlamış değilim. Bil ki, ölünceye kadar yaşayacağız. O zamana kadar bize hiç kimse, hatta geremediğimiz crona virüs dâhil, hiçbir varlık ilişemez. Hiç endişen olmasın.  Müsterih ol.

Ey dost! Kötüye bel bağlayanların ve kılavuzları karga olanların burunları b.ktan çıkmaz.

Ey dost! Şu sanal ortamda birbirlerine küfredip, hakaret yağdıranlar da ölecekler! Herkes bilir de...

Ey dost! Şehitlik, Allah'ın sevdiği bir kısım insanlara yaptığı lütuftur. Bu lütuf, herkese nasip olmaz.

Ey dost! Bir dost bana hatırlatmıştı, ben de sana hatırlatayım: Dâvasına ihanet edenlerin ‘devâ’sı olmaz...

Ey dost! Evet, evet… Hiç endişe etme ve paniğe de kapılma. Yaklaşıyor, evet yaklaşıyor yaklaşmakta olan… 

Ey dost! Fırtınalar esecek, başında yeller uçuşacak ama musibetler de gidecekler, görevleri bitince, hiç endişen olmasın.

Ey dost! 'Adam'ın, 'adam' olmaya niyeti yoksa boş yere 'adam' yapmaya çalışmayın. Gayret ve mesainize yazık olur.

Ey dost! Farkında mısın bilmem… Bu fâni âlem bir imtihan dünyasıdır. Herkesin imtihan soruları kendine hastır. Şikâyet yok, isyan yok, tevekkül var… Sabır... Sabır, sabır…

Ey dost! Kronik, umutsuz vaka ve şifa bulmaz muhalifleriz var ya... Ölüyü diriltseniz, ona da muhalif olup, 'niye rahatsız ettiniz? Ölü niye dirilsin? Onun dirilmesine dünyanın ihtiyacı mı var? Dünya nüfusu zaten çok fazla… Bırakın herkes bulunduğu yerde kalsın' diye, itiraz ederler... Siz en iyisi işinize bakın.

Ey dost! Bir yazı yazarsınız, bazıları 'bu sana yakışmadı' der. Bir yeri ziyarete gidersiniz, bazıları 'bu sana yakışmadı' der. Bir yerde bir yemek yersiniz, orada bir fotoğraf çekilmiş olur; bazıları 'bu sana yakışmadı' der. Şöyle yaparsınız, böyle yaparsınız, bazıları 'bu sana yakışmadı' der. Hülâsa, öldüğünüzde de 'bu ölüm sana yakışmadı' diyenler olacaktır. Sen bunların hiçbirini dikkate alma, işine bak!