İslahiyemiz için güzel tanımlamayla girmek istiyorum köşe yazıma; "Birçok Medeniyetin Ev Sahibi; Biberin Allandığı, Üzümün Tatlandığı İslâhiye",
"Engini Ova, Yükseği Yayla: İslâhiye"

Ovası ve Yaylasıyla...

Amanos Dağları’nın 1750 rakımlı zirvesinde saklı bir hazine var: Huzurlu Yaylası.

Yıllarca terörle anılan bu coğrafya, bugün doğa sporlarıyla, kampçılarla, motor tutkunlarıyla yeniden nefes alıyor.

Bazen bir bölgenin kaderi, ona yeni bir gözle bakabilen insanların gayretiyle değişir.

Huzurlu Yaylası tam da böyle bir dönüşümün eşiğinde.

İslahiye’ye sadece 23 kilometre uzaklıktaki bu yayla, artık yalnızca dağların sessizliğiyle değil, motor sesleriyle, doğaseverlerin kahkahalarıyla, yamaç paraşütçülerinin gökyüzüne yazdığı renkli izlerle anılıyor.

Üstelik bu yıl ilk kez düzenlenen motor sporları etkinliğiyle Huzurlu Yaylası, adını Türkiye’nin yeni doğa turizmi rotalarına yazdırma yolunda ciddi bir adım attı.

Motokros Tutkunlarının Zirve Yolculuğu

Kahramanmaraş’tan Osmaniye’ye, Hatay’dan Gaziantep’e yüzlerce doğasever ve motor tutkunu, yaylanın Huzurlu-Karagöz rotasında konvoy oluşturdu.

Tozlu yollar, güçlü motorlar ve yüksek adrenalinin birleştiği bu yolculukta Huzurlu-Karagöz Yaylası’ndaki akrobasi gösterileri ise tam anlamıyla nefes kesti.

ATV, UTV ve motosikletlerle yapılan gösteriler bölge halkından da büyük ilgi gördü.

Kaymakam Soylu’nun Hedefi Büyük: “2026’da 35 Bin Doğasever”

Etkinliği bizzat takip eden İslahiye Kaymakamı Mehmet Soylu’nun sözleri aslında bölgenin geleceğini özetliyor:

“Huzurlu Yaylamız, Gaziantep’in ve ülkemizin en önemli turizm noktalarından biri olacak.”

“Bugün yaylada yaklaşık 500 motor ve doğa tutkunu var. Ama asıl hedef, 2026 yılında 35 bin ziyaretçiyi ağırlamak.”

Bu sayı hayal değil; yeter ki bölgenin potansiyeli doğru yönetilsin, tanıtım çalışmalarına ağırlık verilsin ve alt yapı ihtiyaçları zamanında karşılansın.

Belediye Başkanı Vural: “Keşfedilmemiş Çok Yer Var”

İslahiye Belediye Başkanı Kemal Vural’ın vurgusu ise önemli:

“Huzurlu Yaylası bir doğa harikası… Havası, suyu, endemik bitki çeşitliliğiyle benzersiz.”

Gerçekten de üç ilin kesiştiği bu noktada keşfedilmeyi bekleyen vadiler, yürüyüş rotaları, kuş gözlem alanları ve kamp noktaları bulunuyor. Başkan Vural’ın söylediği gibi motokrosla başlayan bu hareketlilik yamaç paraşütü ve doğa yürüyüşleriyle büyümeye devam edecek gibi görünüyor.

Huzurlu Yaylası’nın dönüşümü sadece bir turizm hamlesi değil; yıllarca sessiz kalmış bir bölgenin yeniden canlanma hikâyesi.

Doğanın gücüyle, sporun enerjisiyle, insanların heyecanıyla yeniden ayağa kalkıyor.

Bugün motor sesleri yankılanıyor, yarın belki binlerce kampçının kamp ateşi yükselecek. Huzurlu Yaylası'nın geleceği parlak; yeter ki bu ilgi ve kararlılık sürdürülebilsin.

Amanosların zirvesi yeniden hayat buluyor. Ve bu dönüşümün en güzel tarafı, her adımının hem doğaya hem insanlara umut taşıması…