CHP, devleti kuran bir partidir; devleti ele geçirenlerin kurduğu veya kurdurduğu herhangi bir parti değildir.
Biz, vaktiyle, Ecevit'in DSP'si olarak demokratik zeminlerde ve uygar koşullarda CHP ile yarıştık; yendik, yenildik.
O defteri artık kapattık.
*
DSP, gücünü güçlülerden değil halktan alan bir parti olarak kimseye, hiçbir partiye tuzak kurmadı. 
Onurluca savaştı. İktidar oldu.
İki büyük deprem felaketine ve krize karşın ülkeyi sağlam bir ekonomik güce kavuşturdu.
Terörü de bitirme noktasına getirdi.
*
DSP, (koalisyon ortaklarıyla birlikte) AKP'ye enkaz değil, sorunlardan olabildiğince arındırılmış bir Türkiye devretti.
Rahmetli Güngör Uras, Milliyet gazetesinde, "AKP ENKAZ DEVRELMAYACAK" başlıklı tam sayfa bir yazı kaleme alarak tarihe tanıklık etti.
Ama DSP, Amerika'nın Irak işgaline karşı çıktığı için yerli ve yabancı egemen güçlerin küresel çaptaki komplosuna yenik düştü.
(Bu süreçte Ecevit'e çekil çağrısı yapan ve Kemal Derviş gibi çelme takan çakalları unutmadık, unutmayacağız!)
*
Türkiye'de rejim aslında 2010 yılında; dönemin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in FETÖ’cü uyduruk bir savcı tarafından makam odasının basılmasıyla fiilen değişti.
Koşullar artık, o gündür bu gündür normal değil...
Artık hukuk yok!
Artık adalet yok!
Artık demokrasi yok!
Artık laiklik yok!
Koca Cumhuriyet de büyük risk altında!..
Ecevit'in son genel sekreteri olarak sesleniyorum:
Bugün CHP'nin kayıtlı üyesi olup olmamak önemli değil…
Cumhuriyeti kuran partinin haklı mücadelesine destek olmak, sağcı-solcu her demokratın görevidir!
Eski ANAP'lı Devlet Bakanı Prof. Dr. Ahad Andican, bir kişi için harika bir benzetme yaptı... Ben onu genelleştirerek söylüyorum:
Butlan peşinde olanlar, butlan olurlar!