Eğitim, bir toplumun, bir ülkenin her anlamda temel taşını oluşturmaktadır.

Eğitim sisteminde sürekli değişiklik, bir ülkenin her anlamda gelişmesini engellemek gibidir

Eğitimde, kısa vadeli planlar değil uzun yıllara dayalı planlar yapılmalıdır

Milli Eğitim…

Hükümet Programında çıkarılarak, Devlet Politikası olması gerektiğini düşünüyorum.

Ülkemizde Milli Eğitim’in son 85 yılına bakalım

Cumhuriyetin ilanın ardında 1940 yılında ilkokul öğretmenleri yetiştirmek amacıyla Köy Enstitüleri kurulur.

Köy Enstitülerinin amacı iyi eğitimli öğretmenler yetiştirmek ve bu öğretmenler ile geleceğin temsilcisi çocukların iyi bir eğitim almalarını sağlamaktır.

Eğitim sisteminde yakalanan başarı ve ülkenin geleceğini temsil edecek çocukların sağlam eğitim aldıklarının gören ABD harekete geçer.

27 Aralık 1949 yılında ABD ile Ortak Eğitim Anlaşması imzalanır. Bu anlaşmaya göre eğitim sistemimizi, öğretmen yetiştirmeyi, ders kitaplarını ABD’li 4 uzman hazırlayacak ve ABD’nin Ankara Büyükelçisi onaylayacaktır.

Bu anlaşma ile Komisyon kurulur, eşitlik durumunda ABD Büyükelçisinin oyu iki sayılarak eğitim sistemimiz adeta ABD’ye teslim edilir.

Ülkemizin geleceğini şekillendiren sağlam eğitim yapısıyla öğrenci yetiştiren Köy Enstitüleri kapatılır.

ABD,1948/49 yılında Marshall Planını Türkiye’de devreye sokar. Marshall Planı ile 59 milyon dolar direk ve 58 milyon dolarlık da Avrupa’dan traj hakkı toplam 117 milyon dolarlık yardım yapar.

Marshall yardımı yapıldığı yıllarda, öğrenci olanlar bu yardımla sınıflarımızda süt tozu içmeye başladıklarını anlatıyorlar. ABD, Eğitim sisteminde söz sahibidir.

ABD’de biliyor ki, eğitimli toplumları sömürmek, eğitimli toplumları sınıflara ayırmak, eğitimli toplumları dinleri, ırkları ve düşüncelerine göre ayırmak ve en önemlisi kaos oluşturmak zor olacaktır.

 Eğitim sisteminde…

İlkokul sınıflarımızda siyah tahtalarda ipe asılmış okuma fişleri yer alır. Uzun yıllar,’ Ayşe İp atla’, ‘Ali Top Oyna’, ‘Uyu ali uyu’, eğitimleri verilir.

Bir kez daha altını çizeyim

Milli Eğitim Bakanlığı hükümet programında çıkarılarak Devlet Politikası olması gerekir mi tartışılmalıdır.

AK Partinin tek başına iktidara geldiğinde; Eğitim başta olmak üzere, Sağlık, Tarım gibi bakanlıkları Devlet Politikası haline getirir umudu oluşmuştu.

AK Partinin tek başına iktidar döneminde Eğitim de uzun yıllara dayalı planlama yapılır bekleyişine girmiştim.

Geldiğimiz noktada bu umutlarımın yerini belirsizlik aldı.

AK Partinin 23 yıllık tek başına iktidar dönemine baktığımda

Milli Eğitim Bakanlığında 11’nci bakanımız Sayın Dr. Yusuf Tekin’dir

Tek başına olan bir ikitidar döneminde bu kadar bakanın değişmesi, bizim halen eğitimde uzun yıllara dayalı bir eğitim sistemimizin olmadığını göstermiyor mu?

AK Parti, Milli Savunmada yakaladığı başarıyı gururla izliyor ve ayakta alkışlıyoruz. Biliyoruz ki Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.

Ama..üzülerek belirtmek isterim ki, Eğitim’de aynı başarıda söz etmek mümkün gözükmüyor

Bir kez daha altını kalın çizgilerle çiziyorum

Ülkemizin her alanda başarıya koşması için Eğitim kaçınılmazdır. Uzun yıllara dayalı eğitim sistemi oluşturulmalıdır.

En önemlisi, Milli Eğitim Bakanlığı Hükümet programında çıkarılıp, Devlet Politikası haline getirilmelidir.

Aynı Duygularımı, Tarım ve Sağlık Bakanlıklarınında Devlet Politikası olması yönündedir.

Bu vesileyle...

8 Eylül’de başlayacak 2025-2026 Eğitim öğretim yılının İslahiye, Gaziantep ve Ülkemizdeki tüm öğrenci ve Öğretmenlerimize başarılar dilerim.